14 Ağustos 2008 Perşembe

koklamaya kıyamam benim güzel manolyam

bilinmeyen bir zamanda, bostancı'nın neresi olduğu bilinmeyen bir bölgesinin neresinde olduğu bilinmeyen bir manolya ağacı varmış. bilinmeyen bir şekilde yolu düşmüş Zeki Müren'in oraya, o güzel manolyanın altına. ve orda yine nereden geldiği bilinemeyen ve çok da kestirilemeyen bir duygu yoğunluğuyla bu besteyi yapmış üstad:

Uzun yıllar bekledim..
Hakikat oldu rüya..
Koklamaya kıyamam..
Benim güzel Manolyam..
Nazlı çiçeğimsin sen..
Sevdana dayanamam..

Koklamaya kıyamam..
Benim güzel Manolyam..
Koklamaya doyamam..
Benim güzel Manolyam..
bir süre önce gezi yazısı için yolumuz cihangir cami'ne düştüğünde, o bahçenin avlusunda denizi seyreden manolya görünce anlatmıştı Cey Dayı. saray bahçelerinin vaz geçilmez bitkisi manolya ile Zeki Müren'in hikayesini. Manolya, bir kere koklanabilen bir çiçekmiş. Koklandığı anda nefis kokusunu salıverir ve solarmış hemen. Durum böyle iken nasıl kıyılır o güzel çiçeğe. Zeki Müren de deyivermiş bostancı'daki ağacın altından: "Koklamaya kıyamam, benim güzel manolyam"

Tabi ki üstadın söylediği tek şey "çiçek" değil. O, sevdayı anlatmış yine. Gerektiğinde sevdiğin kişi için, sadece onun iyiliğini gözeterek ve aşkını kalbine gömerek uzak durmayı, durabilmeyi... Belki en zoru bu ama sevda, kendinden önce sevdiğini düşünmek değil midir? Sezen Aksu'nun da dediği gibi "Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk..." mı?
Aşk, üzerinde çok tartışılıp içinden çıkamayacağım bir konu. Ama işte her ne kadar bu bir manolyanın ve bu şarkının hikayesi olsa da, her zaman ki gibi Zeki Müren'in aşk dolu bir şarkısı.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Cey Dayı her kimse teşekkürler bu bilgi için yalnız yanılmıyorsam bahsi geçen manolya ağacı Bostancı'da değil de Caddebostan'da olacak. Ben bu narin manolya ağacının öyküsünü okuyunca nedendir bilmem Sennur Sezen'in sesini duydum kulağımda "Çöle bütün iyi niyetimle girmiştim/çöle bütün iyi niyetimle ve aptalca girmiştim..." dedi önce. "İhanetin sarı ve sonsuz olduğunu çok sonra öğrendim..." dedi ardından. "eyvah!" dedim şimdi sertleşecek dizeler belki de tıkamak zorunda kalacağım kulaklarımı ama sonra cılız bir ses duydum cılız ama kararlı "Ben sizi nasıl da ağır, nazlı ve dur bakalım sevdiydim..." küçük bir çocuk olsaydı şairin aşkı, başını okşardım elimle, gövdesini gövdeme yaslar kollarımla sarmalardım. "Hiç büyüme olur mu? diye fısıldardım kulağına. Aşk inceliktir biraz da... İnce kalabilmektir belki de her ne olursa olsun... Bazen sabırdan incelir insan; koklamaz o manolyayı, bazense sitemden incelir; kırılsa da kır(a)maz sevdiğini. Aşk incelip kopmayı göze almaktır belki de...

Adsız dedi ki...

Sıcaklara verin; bu dizeler Sennur Sezen'e değil Birhan Keskin'e aittir.

kad dedi ki...

uyurokurdan:
uyandırmaya kıyamamam benim güzel uyuryazarım...